TARİHİ YERLER
Beldemiz Mersin eski bir yerleşim yeri olduğundan Rumlardan kalma evler,köprüler, yollar ve kale kalıntıları mevcuttur..Kalecik mevkiinde MESEBET çimeni denilen yerde dernek kurulur,4-5 gün devam eden şenlikler yapılır.Kalecik tepesinde Rumlardan kalma kale izleri bulunmaktadır.Beldenin bitişigindeki yerleşim yeri Akçakale beldesindeki kale halen sağlam olarak durmaktadır.Yoroz burnu ile Mersin koyu arasindaki tepelerde denize ve birbirlerine karsi kuruldugu bilinen dort kilisenin temelleri toprak altinda kalmistir.Bugun icin bu kiliselerin yerlerini belirlemek oldukca zordur.Beldemizin deniz suyu temizdir.Trabzon ve komşu ilçelerden gelenler Mersin Aile plajı,Remzi Tatil köyü ve Mersin Aile Gazinosunda denize girmektedirler.Üzümlü Mahallesinde Kızılağaçlık denilen düz alanda Alabalık Tesisleri yapılmıştır.Taslica mahalesinde duz cimen mevkii bulunmaktadir koydeki dugunler ekseri burada yapilmaktadir ve manzarasi oldukca guzeldir.
Beldemizde bulunan tarihi mekanlar sirasiyla soyle :
1. Saraçoğulları kitabesi (mezartaşı).
2. Kalecik tepesinde kale kalintilari.
3. Toprak altinda olduğu bilinen 4 kilise.
4. Yalikoyde tarihi firin
5. Kumoloz mevki ( Taslica mah.)
6. Aynadiyoz mevki (Ozmersin mah.)
7. Cayirlik mevki
8. Fazliogullarina ait 101 yillik tarihi ev (Taslica mah. )
9. Fazlioglu Degirmeni
10.Tarihi cesme (Sula mahallesi)
11.Uskuplu Mehmet'e ait mezar (Sehit...)
12.Kaptanoglu Mustafa Aga'ya ait mezar kitabesi (Sargana Sehidi)
Eski Mersine ait bir fotograf
Taslica mahallesinde Tarihi mezar taslari
Fotograf :Mustafa SARAC
Saracogullari kitabesi : Osman Alemdar oglu merhum Emin Alemdar'a ait olan bu kitabe,saraclar mezarligindadir.Olum tarihi Ekim 1847.Aciklamasinin Turkce ozeti ;
Huve'l Hayyu'l Baki
O Allah diri ve daima var olandir.
Allah'in buyrugu olunca cagriya uymak gerekir.Onun emrine boyun egenlerin hepsi izzete ererler.
Comert bir kisi olumsuzluk dunyasina gitti.Sonlu dunyadan el cekip Allah'in rahmetine yaklasti.
Hayatinda gece gunduz herkese ikram ederdi.Evinde nice konuk yemege el sunardi.
Not : Ceviriyi yapan Haci Fazli OZLU
Fotograf : Haci Fazli OZLU
Sargana savasinda sehit olan Kaptanoglu Mustafa Aga'ya ait mezar tasi kitabesi (Kaynak : Haci Fazli OZLU)
Fotograf : Haci Fazli OZLU
1839 yilina ait Hocazade Cilingir Hasan Usta Hayrati Sula mahallesinde (Kaynak : Haci Fazli Ozlu)
Osmanli doneminde Mersin beldesinde (Karye-i Mersin) 'de iclerinde Rum ve Ermenilerinde bulundugu,Nufus sayimini gosteren Osmanlica belge (Kaynak : Zehra TOPAL)
Osmanli doneminde Taslica (Vartara) mahallesinde (Karye-i Vartara) 'da iclerinde Rum ve Ermenilerinde bulundugu,nufus sayimini gosteren belge (Kaynak ; Zehra TOPAL)
1850'li yillarda Osmanli doneminde,Devlette Osur vergisi veren Mersin ahalisini gosteren Belge.Dikkatle bakildiginda iclerinde Rum ve Ermenilerinde oldugu acikca gorulmektedir.(Kaynak ; Zehra TOPAL)
Osmanli doneminde bir koy olan Vartara (Karye-i Vartara) Gunumuzde Mersin beldesinin mahallesi Taslica da osur vergisini veren vatandaslari gosteren tablo..(Kaynak : Zehra TOPAL)
Fotograf : Necmettin ÖZLÜ Yalikoy mahallesinde eski bir firin
Fotograf :Muharrem Ozlu Taslica mahallesinde Tarihi bir ev
_____________________________________
ESKI INSANLARIMIZ
SARACZADE ALI NAKI EFENDI : 1884 Yilinda Trabzon lisesi'nin ilk muduru ve 1908 Trabon mebusu
SARACZADE MUSTAFA : 1762 Yilinda Trabzon'da kutuphane kuran,1850'de Trabzonda kurulan medreseye adi verilen alim.
DE PLATANA AĞACI ( ÇINAR AĞACI )
Platana, Pulatana.Pulathane Trabzon ili, Akçaabat ilçesinin eski adı.
Ağaç dallarının ve yapraklarının sallanması ibadet telakki edilir. Yaprakları az sallanan meşe ağaçlarının, Allaha ibadet etmediklerine inanılır AKÇ 160 (Akçaabat)
Şakir Şevket, Akçaabat halkının, putperest olduğu dönemlerde, platana denilen ağaca taptığı için, ilçenin bu isimle anıldığından bahsederken, platanayı çınar ağacı (Latince Platanus Orientalis) olmasına rağmen yanlışlıkla kavakla karıştırmıştır ŞŞ 86.
Lermioğlu’nun “Köylü bugün ağacı canı gibi sever. Bir ağaç için cana bile kıyıldığı çok defa görülmüştür” sözleri AAT 34 ve aktardığı 19. yüzyılda yaşanmış bir hikaye, yörede ağaç sevgisinin köklerinin ne kadar eskiye gittiğini göstermesi açısından ilginçtir: Akçaabat ilçesi, Mersin köyünden bir avcının, 70 yıl önce (1940’lardan itibaren) köylülerin kragen denilen bir ağaca tapındıklarını gördükten, sonra ağacı kesmesi, bunun üzerine köylülerin avcıyı “Avcı, evliya’yı kesti” diyerek karakola şikayet et-mesiyle ortaya çıkan “ağaç evliya” vakası, ancak kökleri Kafkasya’ya uzanan paganist eğilimlerle açıklanabilir. Avcının, Evliya adlı birini öldürdüğünü zanneden polisler, köylülerin evliya olarak nitelendirdiği ağaca tapındığını öğrenince avcıyı salıverirler. Bu olay tek Tanrılı dinler öncesi yaygın olan doğaya tapınmanın oldukça zengin örneklerine bu-gün bile rastlanılan Kolhis kültürünün, Trabzon’da İslamla harmanlanarak evliya motifi altında yaşamayı başarmış izlerinden birisidir.
2. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918) RUS İSGALİ
Bütün dünyaya ölüm ve yıkım getiren ikinci dünya savaşı (1914-1918),Akçaabat yöresinede acili yillar yaşattı.Ruslar 17 ekim 1914 ecesi Trabzon yoroz arasini torpillerle döşediler.sabah Mersinden Akçaabata gitmekte olan ciftedirekli bir yelkenli torpile carparak parcalandi.yelkende bulunan iki murettabat hayatini yitirdi.Bombardimandan kacarak cevredeki koylere siginanlar,ertesi gun urkek adimlarla evlerine donduler. 2 ekim 1915 Rus gemilerinin Mersin uzerinden Akcaabat´a dogru geldigi ogrenildi.Akcakale koyunda barinan balikci kayiklarini bombalayan Rus gemileri cok gecmeden sargana burnu onlerinde goruldu. Kavakli koyu aciklarinda demirleyen unlu Pulathane motoru´nu ele gecirip yedege aldiktan sonra Trabzon yolunu tuttu. Karadeniz kiyilarinin savunmasindaki buyuk yararliliklari gorulen Pulathane motorunun dusman eline gecisi,olayi uzaktan uzaga izleyenlerin yureklerinde derin yaralar acar.Trabzon´un arka arkaya bombalanmasi sirasindakarasularimiz Rus gemilerince atilan torpillerle dolmustu.Halkin pasli teneke dedigi iste bu torpillerdi.Kiyilarimizin guvenligi icin bu torpillerin toplanip zararsiz durumu getirilmesi,kullanilir durumda olanlarin donanmaya kazandirilmasi gerekiyordu,ancak bu iste calisacak uzman kisiler yoktu.Eski bir deniz askeri olan Mersinli SARAÇOGLU AHMET bu isin basina getirildi. Halkinda yardimiyla toplanan torpiller, söğütlü ve yaylacik kiyilarina cekilerek ust uste yigildi.10 ocak 1915 pazartesi gunu kizaga cekilen torpillerden birinin patlamasiyla yer yerinden oynadi.Olay yerine kosanlar torpil cekiminde calisanlarin yanisira onlari izleyenlerin de paramparca olduklarini gorerek dehset icinde kaldilar cogusu cocuk ve kadin olmak uzere 82 kisinin parcalanan vucutlari ortaya yayilmisti.Bu olayin aci anilari yillarca unutulmadi.1916 yilinda ardi arkasi kesilmeyen muhacir kafileleri dalgalar halindeakip gidiyorlardi iclerinde UZUNIBRAHIMOĞLU SERİF (Özdemir)'inde bulunduğu muhacirler Ordunun Mesudiye ilcesine goc etmislerdir,bir muddet burada kalan uzunibrahimogullarindan SERIF ÖZDEMIR Mesudiyede bir muddet yasadiktan sonra orada vefat edip yine ayni yere defnolmustur.Mersinin vartara koyunden olan UZUNIBRAHIMOGLU SERIF ÖZDEMIR´in bir sonraki nesli yine bu köyde yaşamaktadir.
MERSİN - AKÇAKALE DENİZ SAVAŞI
Gelibolu sancakbeyi Kasim bey komutasinda Trabzon fethine katilan Osmanli donanmasi,Mersin Akcakale arasinda Komnen donanmasiyla karsilasir.
Aralarinda kisa surelibir deniz savasi yapilir.Genel tarihlerde yer almayan bu savasta Komnen donanmasinin (8),Osmanli donanmasinin (3) gemisi batar
2 gemide agir yara alir.Osmanli donanmasiningucunu goren Komnenos'lar,Trabzon onlerine dogru geri cekilir.
Savasta sehit dusenler,Yoroz burnu yakinlarinda incirlik limani denilen kucuk bir koyda gomuludur
___________________________________________
MERSiN VE ÇEVRESiNDEN SiYAH BEYAZ KARELER
Fotograf : Gokhan Karpuz Akcaabat
Fotograf : Gokhan Karpuz Akcakale
Akcakale sirtlari Haldanoz
1920 Akcaabat "simdiki merkez ilkogretim okulunun yeri"
1920 Akcakale kalesi
1920 Yoremizde horon ve kemence
Akcaabat tayyaresi
Akcaabat Mersin beldesi Tarih arastirma kurulu tarafindan hazirlanmistir.
Akcaabat tayyaresi
Eski ptt onu Mersin
Akcaabat Merkez'de Horon oynayan halk
1920
1920
Akcaabatli kadinlar camasir yikiyor.
AKCAABAT KAYMAKAMLARI :
1897(1303) yılında ilçe olan Akçaabat'ın ilk Kaymakamlığına Giritli Mehmet Ali GORDANOĞLU adında bir zat tayin edildiği, bu tarihten 1933 yılına kadar da Kaymakam olarak görev yapan zatların kayıtları bulunamamıştır.
1933-1964 yılları arasında görev yapan Kaymakamların isimleri tespit edilmekte birlikte başlayış ve ayrılış tarihleri tespit edilememiştir.
Kaymakamın Adı Soyadı : :..........................Başlayış-Ayrılış
Hazım :..........................1933
Fuat ÜLGENER :..........................1935
Cemal GÖKTAN :..........................1940
Cemil POLATSOY :..........................1943
Ruhi ÇETİNER :..........................1946
Hasan BASA :..........................1947
Hamdi ARER :..........................1949
Kemal GÜÇHAN :..........................1951
Kemal GÜRSEL :..........................1952
Ruhi ÇETİNER :..........................1955
Mecit SÖNMEZ :..........................1958
M. İhsan MUMBUÇ :..........................1963
Fahrettin TURAN :..........................1964-1967
Yusuf Kenan AYBEK :..........................1967-1969
Ali KAYACAN :..........................1969-1970
Mustafa YALCIN :..........................1970-1971
İ.Fuat UĞUR :..........................1971-1976
Hasan ZENGİNAL(Kaymakam Vekili) :...........................1976
Muammer KUTLU (Kaymakam Vekili) :...........................1976
Ergün TEZEL :..........................1976-1978
A.Yılmaz CEVAHİROĞLU :..........................1978-1980
A.Turan BOZKIR :..........................1980-1983
H.Cavit ERDOĞAN(Kaymakam Vekili) :..........................1983-1984
Tayyar ŞAŞMAZ(Kaymakam Vekili) :...........................1984
M.Birol GÜNGÖR :...........................1984-1986
Şerif AŞKAR(Kaymakam Vekili) :...........................1986
Ömer KARAMAN(Kaymakam Vekili) :...........................1986-1987
Birgi Yaşar ÇAĞLAŞAN :...........................1988-1989
Kaan PEKER(Kaymakam Vekili) :..........................1989-1990
Murat TÜLAY :..........................1990-1992
Tevfik KARABALIK :..........................1992-1994
Ahmet ARABACI :..........................1994-1996
Cafer YILDIZ :..........................1996-2000
Osman EKŞİ :..........................2000-2002
Bekir DINKIRCI :..........................2002-2005
Erol ÖZKAN :..........................2005
En eski Yunan kolonilerinden birisi olma-sının yanısıra, bölgede yakın zamana kadar Ege kültürünün simgesi olan zeytinciliğin ciddi boyutlarda yapılması, Yunanistan’da Platana adının kullanıldığı köylerin, antik kolonistllerin kimliği ve geldiği yerler hak-kında fikir vermesi açısından da önemlidir.
1486, 1520, 1554, 1583 tarihli Osmanlı Tahrir Defterleri’nde “Platana, Pulana, Pula-tine, Pulatana, Puladaniye” adlarıyla kayıt-lıdır HB 179
Bıjışkyan (1817) kent adına ilişkin bu ikilemi seyahatnamesinde belirtmiştir: Kent merkezinde yaşayan, sahil kesiminde yoğunlaşmış ve daha çok ticaretle uğraşan halkın, 1. Dünya savaşının sonlarına değin önemli bir bölümünü Rumlar oluşturmaktaydı.
Balıkçılık, şarapçılık, fındık, zeytincilik ve hayvancılık şehrin başlıca gelir kaynaklarını oluşturmaktaydı. Bıjışkyan (1817) o za-manlar Platana/Pulathane olarak adlandırılan kasaba hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir:
“Geniş ve emniyetli limanı sayesinde, Platana eski devirlerden beri ticaret merkezi olmuştur. Mevkiin güzelliğinden başka, toprağı da verimli olan bu yerde pek çok zeytin ağacı bulunur ve nefis zeytinyağı çıkarılır. Nüfusu Türk, Ermeni ve Rumlardan mürekkeb dörtyüz ev kadardır, altmış dört adet de köyü vardır. Burada yıkık kiliselerden başka eski eser görmedik. Pazar günleri Pazar kurulur ve her türlü mal üzerinde çok alışveriş yapılır” PMN 82. Varlığı bilinen Platana kalesinden günümüze hiç bir iz kalmamıştır. Kentte ikisi ortaçağdan kalma üç büyük kilise bulunmaktadır. St. Michael kilisesinin kalıntıları görülebilecek durumda olmasına rağmen bir zamanlar batısında yer alan ve Talbot Ri-ce’ın tanımladığı kiliseden ve yine Vece-ra’daki ortaçağdan kalma kiliseden iz kalmamıştır (BW; Talbot Rice, Byzantion, 5 [1930] 66-68)
“Platana, altı mil uzakta Yoros Koyu’nun içinde bir kasabadır. Platana çınar ağacı de-mektir, çünkü eskiden bura halkı aynı ağaca tapardı. Bununla beraber, bazıları Polathane yani ‘demir fabrikası’ olarak zikrederler” PMN 82.oldukca yogun cinar agaclari mevcuttur.